Ya Dijitalleş ya Öl
“Jack Trout seçenek patlamasının neden olduğu yeni gerçekleri anlatmak için “Ya farklılaş ya da öl” kitabını 2000’de yazmıştı. Rahmetli yaşasa muhtemelen şöyle bir kitap daha yazardı. “Ya dijitalleş ya öl” “
“Dijitalleşme ve küreselleşme; iyiyle kötünün, imkanlarla tehdidin, doğruyla yanlışın iç içe geçtiği kaotik, her an krize gebe, istikrarın istisna olduğu, durumun sadece geçici bir konjonktürden ibaret olduğu, değişimin tek asli gerçek olduğu ve mazeretlerin tükendiği halin adıdır.”
Dijitalleşme; herkesin, her an, her yerde olabilmesi ve iş yapması imkanının artması demektir. Bu sizin için olduğu kadar rakipleriniz için de doğrudur. Bu imkan, aynı zamanda, alışılagelmiş iş stratejilerinin, yordamların, alışkanlıkların değişmek zorunda olması demektir.
Anahtar kelime “değişim”!
Artık sadece; en iyi dediğiniz, mükemmelleştirdiğiniz, sabitlediğiniz ve belgelediğiniz süreçleri, bölümleri, hedefleri, bütçeyi, kanalları, iş ortaklıklarını, tedarikçileri, rekabeti ve buna benzer zaten elimin altında dediğiniz işleri yönetmeyeceksiniz. Tek bir müşteri için bile değişen süreçleri, bölümleri, hedefleri, bütçeyi, kanalları, iş ortaklarını, tedarikçileri, rekabeti yöneteceksiniz.
Bunun anlamı, “değişim” diye yeni bir “kategori”yi yönetmeyi öğrenmek değildir. Tüm kurumsal yönetişim bilgisinin “dijital-sibernetik omurga” üzerinde uygulanmasını öğrenmek demektir.
Değişen pazarlar, kanallar, iş ortaklığı formatları, iş modelleri, iş kültürleri, finansal modeller, mevzuatlar mevcut iş deneyiminizin ve kurumsal yönetişim araç setinizin işe yaramadığı uç durumlarla karşı karşıya bırakacaktır sizi…
Bir araya gelerek, birlikte hareket ederek, işbirliği yaparak, yeni iş modelleri ve formatları geliştirip uygulayarak, diğerlerini işlerinize katarak, diğerlerinin işlerine katılarak, yok ederek değil, var ederek, paylaşarak, katılarak ve katarak var olacaksınız.
Hiyerarşiden matrikse, pramitten kübiğe, mekanikten organiğe, analitikten sibernetiğe, mükemmelden çeviğe, sabitten esneğe hem kendi başına hem de iş ortağı olmanın aklını, enformatiğini ve araçlarını öğrenmek zorundasınız.
Her an tıkanacak, tepetaklak olabilecek bir varoluşun “collapse” yani çöküş esnasında da sürdürülebilmesi için örgüt, çalışan ve yordam bileşenlerini değişen koşullara nasıl uyarlamayı düşünüyorsunuz?
Günümüzde ise verimliliğin birinci koşulu dijitalleşmeden geçiyor.
Buna kimsenin temel bir itirazı olduğunu düşünmüyorum. Rekabetçi üstünlük tam da bu çağda dijitalleşmeden geçiyor. İşini dijital dünyaya uyumlayanlar kalıcı bir gelecek için kendilerini en azından bir süre daha sigortalamış oluyorlar. Uymayanlar için hiçbir şey dememize gerek yok. Onları zor ve sonu belli günler bekliyor. Her şekilde şu anı ve geleceği kolaylaştıracak dijitalleşmenizde ya da diğer şekliyle dijital dönüşümünüzde muhtemelen birçok şeyi doğru yapıyorsunuz diye varsayıyoruz. Ama kesinlikle bir şey dışında…
Günümüzdeki işletmelerin bir çoğu sadece ve sadece modaya uymak için dijital dönüşüm araçlarını hiçbir strateji olmadan alıp kullanıyor. Gerçi konumuz bu değil sadece dijital strateji konusu ayrı bir kaç blog yazısı olacak kadar önemli. Bu dijitalleşme sevdalısı olup her şeye saldıran ve her şeyi uygulamaya çalışan şirketlere sesleniyorum. Yazılım envanterinize daha gelişmiş dijital araçlar ekledikçe, çalışanlarınız yeni öngörülerin kilidini açma kabiliyetini, iş modelinizi geliştirme, müşterilerinizin ihtiyaçlarını daha iyi karşılama ve daha birçok şeyin potansiyelini geliştirecekler. Burada yeni yetenekler kazanacaklar. En azından böyle olma ihtimalleri yükselecek.
